12 Kasım 2011 Cumartesi

Bir yanında Göksu dereleri bir yanında Yeşilçay…


 Şehrin batısından nazlı nazlı kıvrılarak dökülen Göksu ile doğusun da bitki örtüsünün sudaki 
 en güzel yansımasından adını alan Yeşiçay arasında oluşmuş bir delta… Yeşilin her tonunu bulabileceğiniz ( hatta öyle yoğun bir yeşil hakim ki sahilde yürürken tekneleri zor görüyorsunuz) harika bir yer. Ormanın da her türlü yeşili barındıran, sırtını Karadeniz’e dayamış ,altın sarısı kumsallarıyla görülmesi gereken İstanbul’un bakir kalmış ender yerlerinden biri, bir yeryüzü cennetti… AĞVA..



           İstanbul’a 90 km olan Ağva Şile ilçesine bağlı. Eskiden çoğunlukla bahar ve yaz aylarında İstanbullular için sayfiye yeri sayılan ama artık kışın da şehrin gürültüsünden kaçmak ve huzur içinde bir tatil geçirmek isteyenlerin bir numaralı tercihi olan yemyeşil bir rüyadır Ağva...

25 Ekim 2011 Salı

EN GÜZEL KIŞ TATİLİ...

PALANDÖKEN'den Sevgiler..


              Türkiye’nin kış turizmini canlandırmak için yapılan en ciddi proje ve kapsamlı projedir palandöken. Proje kapsamında yapılan çalışmalarda Palandöken Dağlarının doğal yapısı ve iklimi ile Uluslararası kış sporları merkezi  niteliğine sahiptir. Erzurum şehir merkezine 5km uzaklıktadır kayak merkezi. Havaalanına ise 10 dakika mesafede. İstanbul ve Ankaradan da hergün uçak seferleri olduğunu düşününce ulaşımı oldukça kolaydır.3185 m. Zirveye sahip olan Palandöken’in kayak alanı da 2200-3180 m. Yükseklik kuşağı üzerindedir.Erzurumun meşhur soğuğu yılın yaklaşık 150 günü karla kaplı olmasına sebep olur buranın. Normal şartlarda kar yüksekliği 2-3 metreyi bulur. Kasım ve Mayıs ayı kayak için en uygun dönemdir...

 

16 Ekim 2011 Pazar

KAŞLARI KARA GÖZLERİ MAVİ..

ANTALYA-KAŞ


Antalya’nın şehir merkezine en uzak ilçelerinden biridir kaş. Antalya’ya 200 km uzaklıktadır. Deniz kıyısında küçük bir sayfiye yeridir ve Akdeniz’in renginin en güzel göründüğü yerlerden biridir. Bir ilçeden çok dik yamaçların altında kalmış kasaba görüntüsündedir. Kaş, Lykia medeniyetinin en önemli bölgesidir.
Eski ismi HABESOS. Ancak tarihte ANTİPHELLOS adıyla anılmıştır. Anadolu Selçuklu Devleti topraklarına katıldıktan sonra ANTİFLİ adı kullanılmaya başlanmış. Anadolu Selçuklu Devletinin yıkılmasından sonra Yıldırım Beyazıt zamanında Osmanlı Devletine katılmış ve ilk kez Evliye Çelebi de KAŞ adıyla rastlanır.

        Kaşın kapı komşusu manzarası güzel ‘MEİS’ adasının adı da Yunanca ‘Göz’ anlamına geliyor. O kadar da yakınlar ki birbirine yetenekli bir ressamın fırçasından çıkmış ‘Kaş ve Göz’ gibi duruyorlar. Hem Kaş hem Göz (Meis) güzellikleri konusunda adeta birbirini tamamlıyor ve hayranlık uyandırıyorlar.



12 Ekim 2011 Çarşamba

BURASI DA NERESİ DİYECEKSİNİZ..


El değmemiş bir güzellik, keşfedilmemiş bir cennet…
Görür görmez insanda şaşkınlık uyandıran, bir görenin bir daha unutamadığı, dünyaya hediye edilmiş bir yer Kabak koyu….


Ölüdeniz’den güneye ilerleyen Likya yolunun durak noktalarından biridir burası. Ulaşım için en uygunu Ölüdeniz dolmuş meydanından bindiğiniz Faralya köyü  minibüsleriyle gerçekleşir. 
Faralya köyü deniz kıyısından birkaç yüz metre tepeye kurulmuş çok sevmli bir köy. Kabak Koyu’na yapacağımız yaklaşık 20 dakikalık patika yürüyüşünün başlangıç noktası.

 Vadinin en tepesinde bulunan bu köy’de yada vadinin bir parçası olan antik Likya yolunda yürüyüş yaparken zirveden baktığınızda;  koyun, açık denizin girişinde genişleyen, kıyıya yaklaşırken daralan haliyle aynen bir su kabağına benzediği açıkça görülebiliyor. Adı bu benzerlikten gelmiş olmalı belkide. Vadide antik yola ait kırmızı beyaz çizgilerle birlikte ilerlerken, binlerce yıllık antik taşlarla örülü Likya mezarlığını, yüzlerce kelebek ve kuş çeşidine bir yuva olan Aladere Şelalesi’ni, nadir görülen hayvan ile bitki türlerini görmek mümkün.



11 Ekim 2011 Salı

Denizle tarihin buluştuğu zeytinlikler diyarı Mudanya..


Mudanya huzurla balık tutabileceğiniz, tarihi ve kültürel mirasıyla mutluluğu tadabileceğiniz bir sahil kasabası...


Türkiye’nin kuzeybatısında yer alan, Marmara Bölgesi’ndeki Bursa ilinin bir ilçesidir Mudanya. Tarihi M.Ö 7. Yüzyıla dayanır. İlk adının MYRLEA dır. Kolofonlular tarafından kurulmuş ve işgalden sonra MONTANIA adını almıştır. Şimdiki ismi Mudanya’da buradan gelmektedir.

Mudanya şehir merkezinden batıya doğru uzanan 7 km'lik sahil yolu'ndan sonra eski Rum yerleşimleri olan Siği-Siye’ye (Kumyaka) ve 11 km. sonra Trilya’ya (Zeytinbağ) ulaşırsınız. Siye’nin çarşaf böreği ve cevizli lokumu meşhurdur.

 
Zeytinbağı (Trilya) eskiden ipekböceği yetiştirmiş, zeytinlerin ilaçlanması ile ipekböceği bir arada olmayınca, dutları söküp kerestesinden kayık yapılmış, şimdilerde balıkçılığın ve zeytinciliğin yapıldığı biryer..

5 Ekim 2011 Çarşamba

İŞTE TARİHİN DONDUĞU YER SAFRANBOLU..

Çelik GÜLERSOY ‘un üstün çabaları sonucu UNESCO tarafından ‘Dünya Mirası’ ilan edilmiş bir yer Safranbolu…


 
           Safranbolu!ya gitmeden önce biraz bilgi edinmek istedim. Neyapmalı nereye gitmeli ve en önemlisi ne yemeli:) Böylece yola çıkarken napıcaklarımı belirlemiştim bile…
           Safranbolu 3 ana bölümden oluşurmuş. Kıranköy, Bağlar ve benim favorim Çarşı..
Kıranköy yeni yerleşim yeri Safranbolu halkının.., Bağlar halkın yaz aylarında serinlemek amacıyla çıktığı rakım olarak daha yüksek ve böylece daha serin yerler (Antalyada ki yaylalar gibi..) Ve Çarşı  Eski yerleşim ilk yerleşim bu yüzden çok daha otantik..

          Sabahın ilk saatlerinde varıyoruz safranboluya. İlk gideceğiniz yer çarşı olmalı. Sokaklar bomboş yalnızlığa terk edilmiş gibi.. Araç gürültüsü Trafik derdi yok. Zaten araca ihtiyacınızda yok bu bölgede. En uzak yer 20 dakika yürüyerek.Zaten tertemiz havada yürümekte ayrı bir zevk burda.




3 Ekim 2011 Pazartesi

NİAGARA ŞELALESİ...

Niagara , suların tanrıçası. Bu muazzam güzellik, bu ihtişam, insanın tüylerini ürperten bir o kadar da huzur veren su sesi ancak bu tabiri hak etmeliydi. Yeşillerin arasından büyük bir gürültüyle aşağılara doğru kayıp giden nehir, dünyanın en eşsiz manzarasını oluşturmak için görevlendirilmişti sanki. Ve görevini o kadar güzel yerine getiriyordu ki o muazzam tablo , tüm heybetiyle karşımıza dikiliyordu.

Niagara, Amerika ile Kanada arasında bulunur. İki ülke topraklarında da bulunmaktadır. Niagara’nın büyük bir kısmı Amerika topraklarındadır. Geriye kalan küçük kısım ise Kanada’da bulunmaktadır. Kanada kısmı küçük olmasına rağmen turistlik açıdan daha büyük bir öneme ve potansiyele sahiptir. Niagara’nın ismini Kızılderili’cedeki ‘Onguiaahra’ yani düz anlamına gelen kelimeden aldığını öğreniyoruz.Niagara tek bir şelalenin adı değidir. Niagara, tek şelale değildir, 3 şelaleden oluşmaktadır. 3 şelaleden en büyüğü Horseshoe Falldır. At nalı anlamına gelmektedir. Diğer küçük olan şelaleler, American Falls ve Bridal Veils Fall dır. Niagaranın çevresi parklarla çevrilidir. Ve doğal koruma altına alınmıştır. Niagara’yı saatlerce, sabahtan akşama kadar hiç duraksız izleyebilirsiniz. Böylesine güzel ama tehlikeli bir yaratık gibidir Niagara. Suyla şaka olmaz sözünün ne kadar doğru olduğunu size çok iyi bir şekilde kavratır Niagara.


ÖZGÜRLÜKLER ADASI – İBİZA

 İBİZA



Sınırsız eğlenmek mi istiyorsunuz? Yahut da huzurlu, kafanızı dinleyebileceğiniz bir yer mi arıyorsunuz? Ve tüm bunların yanında Avrupa modasını yakından takip edip, Holywood’tan ünlülerle karşılaşmak mı istiyorsunuz? Eğer bu soruların yanıtı evet ise, tüm bu isteklerinizi fazlasıyla karşılayabileceğiniz bir adaya, Özgürlükler Adasına, yani İbiza’ya doğru küçük bir tur atalım.


İbiza, Özgürlükler Adası. İbiza, eğlence, moda, ve huzur adasıdır. Evet, yanlış duymadınız İbiza Adası tüm bu isteklerin herbirinin dolu dolu yaşanabileceği bir İspanya adasıdır. İspanya’daki Bolear adalarından biri olan ibiza, dünyada herkes tarafından mutlaka görülmek istenen yerlerden birisidir. İbiza’da güneş o kadar narin ve güzel doğar ve aynı bu şekilde batar. Dünyada en güzel gün batımının İbiza’dan izlendiği kanısı hakimdir.


İbiza tipik bir Akdenizlidir. Akdenizin sıcaklığı, güleç yüzü, misafirperverliği İbiza’da yine yüzünüze gülümser ve dost sıcaklığıyla kucaklar misafirlerini. İbiza bir tatil ve eğlence cennetidir. İnsanlar o enfes gün batımını izledikten sonra eğlence yerlerine akın ederler. Güneşin batımıyla ibiza farklı bir İbiza olur ve renkli eğlenceleriyle karşılar tatilcilerini.

2 Ekim 2011 Pazar

ŞARAP TADINDA BİR ADA..

YILLANDIKÇA GÜZELLEŞEN PRENSES BOZCAADA..




Bozcaada, Çanakkale ilinin tam karşısnda bulunan, ülkemize ait 3 büyük adadan bir tanesidir. Bozcaada, olağanüstü güzelliğiyle insanı sarhoş edebilecek bir güzelliğe sahiptir. Yıllandıkça güzelleşmesi ve insanı sarhoş etmesi tesadüfi değildir. Son derece kaliteli şaraplarından gelmektedir bu özelliği. Ada halkının büyük çoğunluğu şarap üretimi yapar. Bu uğraş, Rumlardan beri süregelen bir meşgaledir. Adada hala Rumlar yaşamaktadır. Ada nüfusunun büyük çoğunluğunu Rumlar oluştururken 6-7 eylül olaylarından sonra büyük kısmı göç etmiştir. Adada öyle güzel dostluklar kurulmuş ki Türkler ve Rumlar arasında insanı şaşırtacak türdendir.



Adanın geçim kaynağı, üzüm bağları(şarapçılık), balıkçılık ve turizmdir. Enfes şaraplar üretilir bu adada, öyle güvenirler ki şaraplarına ada halkı, yılın belli dönemlerinde şarap tadım günleri düzenlerler. Adanın diğer geçim kaynağı da balıkçılıktır. Balıkçı tekneleri,sandallar öyle güzel güzel sürülürler pat pat sesleriyle ufka doğru rızıklarını bulmak için. Akşama doğru iskeleye yanaşan tekneler elleri boş dönmez çoğu zaman. Envai çeşidiyle sofralarımızı süsler pat pat sesli tekne kaptanlarının alınterleri. Adanın doğal güzellikleri ve tarihi ,kültürel motifleri turistlerin uğrak mekanı olmasını sağlamıştır.


27 Eylül 2011 Salı

ÖZGÜRLÜKLER CENNETİ MİKANOS (MYKONOS)

24 SAAT eğlence için tek adres..

Mykonos Yunan adası Ege Denizinde Atina'nın 150 km doğusunda bulunan Kykland Adaları olarak bilinen adalar grubunun bir parçası hatta sadece 90 km'lik alanı kaplayarak bu grubun en küçüğüdür. Mykonos bir çok özelliği ile Türkiye`yi hatırlayacağınız bir adadır. Sokaklarında Türk sıcaklığını hissedeceğiniz insanlarla karşılaşabilir, müzik ezgileriyle adeta Türkiye`nin bir sokağında yürüyormuş gibi olabilirsiniz...
Bu küüçük adanın büyüsünü yaşamak isteyenler için neler sunabileceğini anlatmaya çalışacağım size..Mykonos bir balıkçı köyü olup Kykland mimarisinin en görkemli örneğidir.Tamamen beyaz badanalı organik küp gibi binalar, dar ve gelişigüzel sokaklar, inanılmaz mavi gökyüzü ve daha mavi denizi, yanıbaşında tüm ihtişamıyla duran Antik Yunan uygarlığının zenginliğini gösteren DELOS arasında kalır Mykonos. Bu sebeple Ege Denizi'nin "Mücevheri" denmesine şaşmamak gerekir.

Mykonos dünyadan birçok insana ev sahipiliği yapar. Eğlence için herşeyi bulabileceğiniz sabahın ilk ışıklarına kadar çılgınca eğlenebileceğiniz bir yer. Sayısız plajlar içinde en meşhur olan çoğumuzunda ismini duyduğu PARADİSE PLAJI çıplaklar plajı olarakta bilinir.Tabii bunun yanında Sostis Beach, Stefanos Beach, Yannis Beach, Agari plajı, Elia Beach, Etelia Plajı, Kalafatis Beach, Livadi Beach, Lia Plajı, Ornos Plajı, Panormos, Paradise ve Paraga plajları başlıca plajlarıdır.

26 Eylül 2011 Pazartesi

SAKIZ ADASI... KOMŞUDAN BİR KÖŞE...


YUNANİSTAN







Sakız Adası, bir yunan adasıdır. Ama o kadar yakındır ki bize çoğu kişi bizim ülkemize ait olduğunu düşünür. Hatta ben bile bizim miydi değil miydi acaba diye düşünmedim desem yalan olur.

Sakız Adası, o kadar muhteşem bir havayla karşılar ki bizi ayak basar basmaz büyülü bir fener gibi ışıtır gözlerimizi. Eşsiz manzarası, balıkçı lokantaları, tavernaları, taş evleri, deniz, güneş... Bu şirin adada kendinizi o kadar rahat, mutlu, huzurlu ve güvende hissedeceksiniz ki inanamayacaksınız. Ada halkı, Türkiye’den geldiğinizi öğrendiği taktirde sıkı sıkı sarılacaktır size. Çaldığınız tüm kapıların size ardına kadar açıldığını görecek ve bunun şaşkınlığını yaşayacağınıza dair bahse bile girerim.

Sakız Adasının nereye düştüğünü anlatayım biraz da. Sakız Adası hemen hemen Çeşme’nin karşısına düşmektedir. Ki yarım saatlik bir feribot yolculuğu sonrasında bu eşsiz, sıcacık, sakız kokan adaya ulaşmak mümkün. Sakız adasının Çeşme’nin tam karşısına düşmesine rağmen adanın denizi müthiş bir temizlik ve berraklıktadır. Bunun sebebinin de akıntılar olduğunu öğrendim. Haliyle de suları cok sıcak değildir ama ekim ayının ortalarına kadar turizm mevsimi sürebilmektedir..

25 Eylül 2011 Pazar

RAKI+BALIK= AYVALIK


Bu şahane adaya birgün tesadüfen veya bilerek gelmişseniz kendinizi bir daha alıkoymanız imkansız. Bunu yaşayarak anlayacaksınız. Nereden mi bahsediyorum... Ege kültürünün kalbi işte tam da burası. CUNDA...Karşınızda masmavi bir deniz, yanıbaşınızda kocaman tarihiyle eski rum evleri, biraz ilerleyince adanın yaşayan, tarihe tanıklık eden mekanı taş kahve, mis gibi taze balık kokusu..haa birde lokma tatlısı:)

Cunda Adası eski adıyla Alibey; Ayvalık Batı Anadolu'da, Ege Denizi kıyısında, Balıkesir iline bağlı bir ilçedir.Göz alabildiğince uzanan tertemiz denizi ve denizi ile bütünleşmiş yeşili, küçükcük adaları (tam tamına 22 adet) ile bir doğa harikasıdır.Cunda’nın ilçe merkezine uzaklığı karayolu ile 8 km olup dolmuş motorlar ile ulaşılabilir. Ünü dünyaca bilinen Taksiyarhis Kilisesi, Agios Yannis ve Panaya Kiliseleri mutlaka görülmesi gereken tarihi yapılardır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
back to top